Giriş
ABD’de iş kurmak ya da bir işletme devralmak isteyen yabancı yatırımcılar için E-2 Antlaşmalı Ülke Yatırımcı Vizesi önemli fırsatlar sunmaktadır. Ancak başvuru sahipleri tarafından sıkça sorulan sorulardan birisini de “gayrimenkul yatırımı ile E-2 vizesi alabilir miyim?” konusu oluşturmaktadır.
Bu yazımızda, gayrimenkul yatırımlarının E-2 vizesi kapsamında nasıl değerlendirildiğini, bu yatırımların hangi şartlarda kabul edilebileceğini ve sık yapılan hataları ele alacağız. Amacımız yatırımcı adaylarına doğru ve bilinçli bir yol haritası sunmaktır.
E-2 Vizesinde Gayrimenkul Yatırımı Hakkında Bilinmesi Gereken 3 Önemli Husus
- E-2 Vizesi için Pasif Yatırımlar Yeterli Değildir
E-2 vizesi ile yatırımcıların ABD’de aktif olarak işleteceği bir ticari faaliyetin teşvik edilmesi amaçlanmaktadır. Bu nedenle yalnızca şahsi kullanım için bir ev satın almak veya kira geliri elde etmek amacıyla mülk edinmek E-2 başvurusu için yeterli bir yatırım olarak görülmemektedir.
E-2 vizesi kapsamında uygun olmayan pasif yatırımlara örnekler:
- Sadece şahsi kullanım amaçlı alınan evler,
- Kiraya verilmek üzere satın alınan konutlar (aktif bir işletme faaliyeti yürütülmüyorsa),
- Yatırım amacıyla alınan boş araziler.
Bu tür yatırımlar pasif gelir kaynağı olarak değerlendirildiği için E-2 başvurusu kapsamında uygun olarak değerlendirilmemektedir.
- Gayrimenkul Yatırımı Aktif Bir İş Modeline Dönüştürülebilir
Öte yandan, gayrimenkul sektöründe faaliyet gösteren aktif işletmeler E-2 kapsamında kabul edilebilir nitelik arz etmektedir. Burada kritik olan nokta, yatırımcının ABD’de aktif olarak yürütülen bir işletme kapsamında günlük operasyonları yürütüyor olmasıdır.
E-2 kapsamında uygun sayılabilecek gayrimenkul faaliyetlerine örnekler:
- Kısa dönemli kiralama hizmeti sunan işletmeler (örneğin Airbnb yönetim şirketleri),
- Mülk alıp tadilat yaparak satışa sunan renovasyon şirketleri,
- Alım-satım ve portföy yönetimi yapan emlak firmaları,
- Ticari mülklerde kira yönetimi, temizlik, bakım ve müşteri hizmetleri sağlayan işletmeler.
Bu tür modellerde aktif işletme yönetimi, müşteri ilişkileri, çalışan istihdamı ve operasyonel faaliyetlerin somut şekilde belgelenmesi son derece önemlidir.
- Yatırımın Ticari Risk Taşıması ve Ekonomik Katkı Sunması Gerekir
E-2 vizesi için yapılan yatırımın, başvuran tarafından gerçek bir ticari risk üstlenilerek gerçekleştirilmesi ve ABD ekonomisine katkı sağlaması beklenmektedir. Bu bağlamda:
- Yatırımcının işin yönetiminde doğrudan rol alması,
- İşletmenin gelir üretme potansiyelinin net şekilde ortaya konulması,
- Çalışan istihdamı veya ekonomik hareketlilik yaratacak planların belgelenmesi,
gerekir.
Bu şartlar sağlandığında, gayrimenkul odaklı bir iş modeli ile de E-2 vizesi alınması mümkündür.
Sonuç
Gayrimenkul yatırımları, başlı başına E-2 vizesi için yeterli görülmese de, bu yatırımlar aktif bir iş modeli haline getirildiğinde başvuruya uygun hale gelebilir. Buradaki temel nokta, yatırımcının sadece taşınmaz edinmesi değil, ABD ekonomisine somut katkı sağlayacak şekilde işin içinde yer almasıdır.
Gayrimenkul alanında bir işletme kurmayı düşünüyorsanız ve E-2 vizesine başvurmayı planlıyorsanız, adımlarınızı uzman bir avukat desteğiyle atmanız sürecin sağlıklı ilerlemesi açısından büyük önem taşır.