Amerika Birleşik Devletleri, zulüm ve baskıdan kaçan bireylere uluslararası koruma sağlayan ülkelerin başında gelmektedir. Ancak bu korumadan yararlanabilmek, yalnızca belirli yasal koşulları karşılayan bireyler için mümkündür. Ne yazık ki, birçok iltica başvurusu, gerekçelerin yetersizliği veya yanlış beyan nedeniyle reddedilmektedir.
Bu yazımızda, ABD iltica yasası kapsamında geçerli kabul edilen sığınma gerekçelerini, tartışmalı alanları ve başarılı bir başvuru için dikkat edilmesi gereken hususları ele alıyoruz.
Geçerli İltica Gerekçeleri: Beş Yasal Temel
ABD Göçmenlik ve Vatandaşlık Dairesi (USCIS) ve göçmenlik mahkemeleri, iltica başvurularını değerlendirmede aşağıda belirtilen beş temel kategori üzerinden hareket etmektedir:
- Irk
Irk temelli ayrımcılık, saldırı, dışlanma veya zulüm tehlikesi, iltica gerekçesi olarak kabul edilmektedir. Özellikle etnik çatışmaların yoğun yaşandığı bölgelerden gelen bireylerin başvuruları bu kapsamda değerlendirilir.
- Din
Dini inancı nedeniyle baskıya uğrayan, inancını gizlemek zorunda kalan ya da dinini özgürce yaşayamayan bireyler, bu kategoriye başvurabilir. Örneğin, din değiştirdiği için tehdit edilen kişiler bu kapsamdadır.
- Milliyet
Milliyet, genellikle etnik kökenle ilişkilendirilir. Etnik azınlık mensuplarına yönelik sistematik dışlama, ayrımcılık veya tehdit, milliyet temelli iltica başvurusuna gerekçe oluşturabilir.
- Belirli Bir Sosyal Gruba Üyelik (Particular Social Group – PSG)
Tanımı görece esnek olan bu kategori, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği (LGBT+ bireyler), çete tehditlerinden kaçan bireyler gibi sosyal grupları kapsar. Başvuru sahibinin, tanımlanabilir bir grup üyesi olması ve bu nedenle zulüm görmesi gerekmektedir.
- Siyasi Görüş
Devlet karşıtı görüşleri nedeniyle cezalandırılma riski taşıyan kişiler; gazeteciler, muhalif aktivistler, sendika liderleri ve politikacılar bu kapsamda değerlendirilebilir.
Delil ve Belgelerin Kritik Önemi
Her ne kadar sözlü beyanlar dikkate alınsa da, iltica başvurusunun başarısı çoğu zaman belgelerle desteklenmesine bağlıdır. İddialarınızı kanıtlayabilecek dokümanlar şunlar olabilir:
- Polis raporlari ve suç duyurulari
- Tehdit içerikli yazismalar (SMS, e-posta vb.)
- Hastane veya adli tip kayitlari
- Tanik ifadeleri
- Basinda çikan haberler veya video kayitlari
Elde belge bulunmayan durumlarda ise anlatımın mantıklı, tutarlı ve ayrıntılı olması son derece önemlidir.
Kendi Hikâyenizi Anlatirken Nelere Dikkat Etmelisiniz?
Iltica basvurularnda anlatilan kisisel hikâyeler, basvurunun en önemli parçalarindan biridir. Bu süreci daha etkili yürütmek igin su ilkelere dikkat edilmelidir:
- Olaylari kronolojik sirayla aktarin. Tarihleri, yerleri ve kisileri net sekilde ifade edin.
- Duygusal bir anlatimdan çok, nesnel ve belgelenebilir bilgiler sunun.
- Tutarhligi koruyun. Form I-589’daki yazili beyanlariniz ile sözlü mülakatinizdaki anlatimlar
çelismemelidir.
- Bir göçmenlik avukati ile çaligin. Deneyimli bir hukukçu, hem basvurunun hazirlanmasinda hem de mahkeme sürecinde yönlendirici olabilir.
Sonuç
ABD iltica başvurusu, yalnızca kişisel mağduriyete değil; bu mağduriyetin yasal bir temele dayanıp dayanmadığına da odaklanır. Bu nedenle, doğru gerekçeyle, tutarlı ve belgeye dayalı bir başvuru yapmak büyük önem taşır. Başvuru sahiplerinin hem süreci hem de haklarını doğru anlamaları, karşılaşabilecekleri riskleri azaltacaktır. Unutulmamalıdır ki her iltica başvurusu benzersizdir ve bireysel danışmanlık gerektirir. Bu bağlamda, bir göçmenlik hukuku uzmanından profesyonel destek almak, sürecin başarıyla sonuçlanma ihtimalini ciddi şekilde artıracaktır.
Bu gönderide yer alan bilgiler yalnızca genel bilgilendirme amaçlıdır ve hukuki tavsiye niteliği taşımaz. Her vaka farklıdır; kendi durumunuzla ilgili ücretsiz danışmanlık almak için lütfen doğrudan bizimle iletişime geçin.